Prof. Dr. Elif KüpeliProf. Dr. Elif KüpeliGöğüs Hastalıkları UzmanıProf. Dr. Elif Küpeli+90 539 716 24 01MENÜ

Sarkoidoz, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu akciğerlerde ve diğer organlarda iltihaplı hücre birikimleri (granülomlar) oluşturan, nedeni tam bilinmeyen kronik bir hastalıktır.

Sarkoidoz Akciğer

Sarkoidoz Nedir?

Sarkoidoz, vücudun bağışıklık sisteminin normalden farklı çalışarak bazı organlarda iltihap hücrelerinden oluşan küçük yumrular (granülomlar) oluşturduğu bir hastalıktır. En sık akciğerleri ve lenf bezlerini etkiler, ama cilt, göz, kalp, karaciğer ve diğer organlara da yayılabilir.

Sarkoidoz Neden Olur?

Sarkoidoz hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Bilim insanları, genetik yatkınlığı olan kişilerde bazı çevresel faktörlerin (mikroplar, tozlar, kimyasallar) bağışıklık sistemini aşırı uyardığını düşünmektedir.

Sarkoidoz, etkilenen dokularda kazeifikasyon göstermeyen granülomlar—bağışıklık hücrelerinden oluşan küçük kümeler—ile karakterize, çoklu organı tutabilen iltihabi bir hastalıktır.

Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, güncel araştırmalar bu hastalığın genetik olarak yatkın bireylerde, tanımlanamayan bir tetikleyiciye karşı gelişen anormal bir bağışıklık yanıtı sonucu ortaya çıktığını göstermektedir.

Olası tetikleyiciler arasında toz, küf veya metal gibi bazı çevresel veya mesleki ajanlara maruz kalma ile Mycobacterium veya Propionibacterium türleri gibi enfeksiyöz mikroorganizmalar yer almaktadır. Belirli bir genetik yapıya sahip kişilerde bu tetikleyiciler, ilk uyarıcı ortadan kalktıktan sonra bile bağışıklık sisteminin kronik olarak aktif kalmasına neden olabilir. Bu aşırı bağışıklık yanıtı, en sık akciğerler ve lenf düğümlerinde, ancak göz, cilt, kalp ve sinir sistemi gibi diğer organlarda da iltihap ve granülom oluşumuna yol açar.

Sarkoidoz Kimlerde Görülür?

  • Genellikle 20–40 yaş arasında başlar.
  • Kadınlarda biraz daha sık görülür.
  • Afrika kökenli insanlarda daha ağır seyredebilir, ancak her ırk ve toplumda görülebilir.

Sarkoidoz Belirtileri Nelerdir?

Sarkoidoz belirtileri çok değişken olabilir; bazen hiç fark edilmeyebilir. En sık görülenler:

  • Kronik yorgunluk
  • Kuru öksürük
  • Nefes darlığı
  • Göğüs ağrısı
  • Ateş
  • Ciltte kırmızı ve ağrılı kabarıklıklar (özellikle bacaklarda)
  • Göz kızarıklığı ve ağrı

Sarkoidoz Evreleri Nelerdir? (Akciğer Grafisine Göre)

Evre 0

  • Bulgular: Röntgende hiçbir değişiklik yoktur.
  • Durum: Sarkoidoz başka organlarda olabilir, ancak akciğer veya göğüs lenf bezlerinde belirti yoktur.

Evre 1

  • Bulgular: Göğüs ortasındaki lenf bezlerinde (hiler ve mediastinal) büyüme vardır.
  • Durum: Akciğer dokusu normal görünür. Genellikle belirti vermeyebilir.

Evre 2

  • Bulgular: Hem lenf bezlerinde büyüme hem de akciğer dokusunda tutulma vardır.
  • Durum: Öksürük, nefes darlığı gibi şikâyetler daha sık görülür.

Evre 3

  • Bulgular: Akciğer dokusunda yaygın tutulum vardır, ancak lenf bezlerinde belirgin büyüme yoktur.
  • Durum: Akciğer kapasitesi azalmaya başlar.

Evre 4

  • Bulgular: Akciğerlerde kalıcı yapısal değişiklikler ve fibrozis (nedbe dokusu) oluşmuştur.
  • Durum: Nefes darlığı belirgin olabilir; bu evrede hastalık genellikle kronikleşmiştir.

Önemli Not: Evreler hastalığın ilerleme sırasını göstermez; bazı hastalar doğrudan Evre 2 veya 3’te tanı alabilir. Ayrıca, röntgen evresi ile hastalığın ciddiyeti her zaman paralel değildir; bazen düşük evrede bile ciddi organ tutulumu olabilir.

Sarkoidoz Hastalığı Nasıl Seyreder?

  • Bazı hastalarda hiç tedavi gerekmeden birkaç ay içinde tamamen düzelebilir.
  • Bazılarında ise yıllarca sürebilir ve organlarda kalıcı hasar bırakabilir.
  • En çok akciğerlerde kalıcı hasar (fibrozis) riski önemlidir.

Sarkoidoz Tanısı Nasıl Konur?

  • Röntgen veya tomografi ile akciğerlerde ve lenf bezlerinde değişiklikler aranır.
  • Kan testleri ile bağışıklık sistemi ve organ fonksiyonları kontrol edilir.
  • Biyopsi ile granülom yapısının doğrulanması gerekir.

Sarkoidoz tanısı koymak için tek bir “kesin test” yoktur; tanı, klinik belirtiler, görüntüleme ve biyopsi bulgularının birlikte değerlendirilmesiyle konur. Aşağıda tanıda kullanılan başlıca testleri adım adım özetledim:

1. Görüntüleme Yöntemleri

Sarkoidozda genellikle ilk ipuçları görüntülemeden gelir.

  • Akciğer grafisi (röntgen) → Evreleme için temel yöntemdir.
  • Bilgisayarlı tomografi (BT) → Lenf bezi büyüklüğü ve akciğer tutulumu daha net görülür.
  • PET-CT → Özellikle aktif hastalık bölgelerini belirlemek ve biyopsi yerini seçmekte faydalıdır.
  • MR → Kalp veya beyin tutulumu şüphesi varsa kullanılır.

2. Laboratuvar Testleri

Sarkoidozu düşündüren fakat tek başına tanı koydurmayan kan testleri:

  • Kan kalsiyumu (Ca) → Yüksek olabilir.
  • ACE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) düzeyi → Birçok hastada yüksektir, ancak özgül değildir.
  • Karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri → Organ tutulumu açısından.
  • CRP, sedimentasyon → İltihap göstergeleri.
  • Tam kan sayımı → Anemi veya bağışıklık hücre değişiklikleri görülebilir.

3. Solunum Fonksiyon Testleri

  • Spirometri → Akciğer kapasitesi ve küçük hava yolu fonksiyonları ölçülür.
  • DLCO (Karbonmonoksit difüzyon testi) → Gaz değişim kapasitesi değerlendirilir.

4. Göz ve Kalp Değerlendirmesi

  • Göz muayenesi (yarık lamba) → Üveit gibi göz tutulumları için.
  • EKG ve EKO → Kalp ritmi ve kalp kası tutulumu açısından.

5. Kesin Tanı: Biyopsi

Tanının altın standardıdır. Yöntemler:

  • Lenf bezi biyopsisi (Boyun, koltuk altı veya göğüs içinden [EBUS-TBNA=ultrason eşiliğinde bronkoskopik biyopsi] ile)
  • Akciğer biyopsisi (Bronkoskopi ile transbronşiyal biyopsi)
  • Cilt biyopsisi (cilt lezyonu varsa)
  • Amaç: Granülom yapısının mikroskopta görülmesi ve diğer nedenlerin (tüberküloz vb.) dışlanması.

Özetle: Sarkoidoz tanısı; (1) klinik belirtiler + (2) görüntüleme bulguları + (3) biyopsi ile granülom varlığı + (4) diğer hastalıkların dışlanması ile konur.

Sarkoidoz Tedavisi Nasıl Olur?

Sarkoidoz tedavisi, hastalığın hangi organları tuttuğuna, belirti şiddetine ve hastalığın gidişine göre kişiye özel planlanır. Her sarkoidoz hastasına ilaç başlanmaz; hafif olgularda yalnızca düzenli takip yeterli olabilir.

1. Tedavi Gerekmeyen Durumlar

  • Hafif belirtiler (örneğin sadece hafif öksürük veya ciltte küçük lezyonlar)
  • Evre 1 akciğer sarkoidozu (sadece lenf bezi büyümesi, akciğer dokusunda tutulum yok)
  • Kendi kendine düzelme potansiyeli yüksek olgular
  • Bu durumda hasta, 3–6 ay aralıklarla muayene, kan testleri ve görüntüleme ile izlenir.

2. Tedavi Gerektiren Durumlar

  • Şiddetli veya ilerleyen akciğer tutulumları
  • Göz tutulumu (görme kaybı riski)
  • Kalp tutulumu (ritim bozukluğu, kalp yetmezliği riski)
  • Sinir sistemi tutulumu (nörosarkoidoz)
  • Ciddi cilt lezyonları
  • Hiperkalsemi (yüksek kan kalsiyumu)

3. İlaç Tedavisi

Birinci Basamak: Kortikosteroidler

  • Prednizolon en sık kullanılan ilaçtır.
  • Genellikle ilk 4–6 hafta yüksek doz başlanır, ardından yavaş yavaş azaltılır.
  • Amaç: İltihabı baskılamak ve organ hasarını önlemek.
  • Yan etkiler: Kilo alımı, kemik erimesi, şeker yükselmesi, enfeksiyon riski.
  • Uzun süre kullanımda kalsiyum + D vitamini desteği önerilir.

İkinci Basamak: Kortizon Tasarrufu Sağlayan İlaçlar

  • Metotreksat
  • Azatiyoprin
  • Leflunomid
  • Kortizonun yan etkilerini azaltmak için uzun dönem idame tedavisinde kullanılır.

Biyolojik Tedaviler (Dirençli Olgularda): Anti-TNF ilaçlar (ör. infliksimab, adalimumab) Özellikle nörosarkoidoz veya tedaviye dirençli olgularda.

4. Destekleyici Tedavi

  • Oksijen tedavisi (ileri akciğer hasarında)
  • Fiziksel aktivite ve solunum egzersizleri
  • Sigara bırakılması
  • Kortizon kullanılıyorsa kemik sağlığının korunması (beslenme, takviyeler)

5. İzlem

Tedavi başlanan hastalarda, ilk 3–6 ay içerisinde düzenli kontroller yapılmalıdır. Bu süreçte klinik muayene ile hastanın durumu değerlendirilir; kalsiyum düzeyi ile karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını gösteren kan testleri uygulanır. Ayrıca solunum fonksiyon testleri yapılmalı, gerekli durumlarda ise bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemlerinden yararlanılmalıdır.

Özet:Sarkoidoz tedavisi, herkese ilaç başlanacak bir hastalık değildir. Tedavi kararı; organ tutulumu, şikâyet şiddeti ve hastalığın ilerleme riskine göre verilir. Kortizon ilk basamak ilaçtır; uzun dönemde yan etkileri azaltmak için ek ilaçlar kullanılabilir. Akciğer sarkoidozu tedavisinde yaklaşım, hastalığın klinik bulgularına, radyolojik evresine ve fonksiyonel etkisine göre belirlenir. Her hastada ilaç başlamak gerekmez; birçok olgu kendi kendine gerileyebilir.

Akciğer Sarkoidozunda Tedavi

1. Tedavi Gerekmeyen Akciğer Sarkoidozu

Evre 1 (sadece hiler/mediastinal lenfadenopati, akciğer tutulumu yok)

Evre 2–3 olup hafif ve stabil olgular (fonksiyon testleri normal, belirgin semptom yok)

Bu hastalar 3–6 ay aralıklarla klinik muayene, solunum fonksiyon testi ve görüntüleme ile izlenir.

2. Tedavi Gerektiren Durumlar

Aşağıdaki durumlardan biri varsa tedavi düşünülür:

Semptomatik veya ilerleyici hastalık

  • Belirgin nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı
  • Solunum fonksiyon testlerinde bozulma (FVC veya DLCO’da düşüş)
  • Görüntülemede progresyon

Hayati organ riski

  • İleri akciğer tutulumu (Evre 3–4) + hipoksemi
  • Akut alevlenme ile hızla kötüleşme

3. Tedavi Yaklaşımı

İlk Basamak: Kortikosteroidler

  • Prednizolon başlanır (genellikle 20–40 mg/gün).
  • 4–6 hafta sonra yanıt değerlendirilir.
  • Klinik ve fonksiyonel düzelme varsa doz yavaş azaltılır (6–12 ayda kesme veya idame doza geçme).

Hedef: Semptomları gidermek, akciğer fonksiyonlarını korumak ve ilerlemeyi önlemek. Kortizon Tasarrufu Sağlayan İlaçlar (Uzun süre yüksek doz gerekirse veya yan etki gelişirse).

  • Metotreksat (en sık tercih edilen)
  • Azatiyoprin
  • Leflunomid

Biyolojik Ajanlar (Dirençli Olgular)

  • Anti-TNF tedaviler (infliximab, adalimumab)
  • Özellikle kortizon ve diğer immünsupresiflere yanıtsız, ilerleyici olgularda.

4. Destekleyici Önlemler

  • Sigara bırakma
  • Düzenli egzersiz ve solunum rehabilitasyonu
  • Kortizon kullananlarda kemik sağlığı için kalsiyum ve D vitamini desteği
  • Oksijen desteği (ileri evrede, hipoksemide)

5. İzlem

  • 3–6 ayda bir solunum fonksiyon testi
  • Klinik şikâyet takibi
  • Gerekirse BT veya akciğer grafisi ile değerlendirme
  • Uzun süreli kortizon kullanılıyorsa kan şekeri, tansiyon, kemik yoğunluğu kontrolleri

Sarkoidoz Hastalığı İyileşir Mi?

Sarkoidozun gidişatı kişiden kişiye büyük farklılık gösterir. Özellikle hafif seyreden ve yalnızca akciğer ile lenf düğümlerini tutan olguların çoğunda hastalık aylar veya birkaç yıl içinde kendiliğinden düzelebilir ve kalıcı hasar bırakmaz.

Ancak bazı durumlarda hastalık kronikleşerek organ fonksiyonlarının giderek bozulmasına yol açabilir. Akciğer sertleşmesi (pulmoner fibrozis),kalpte ritim bozuklukları veya görme kaybı gibi komplikasyonları önlemek için erken tanı ve düzenli takip büyük önem taşır. Tedavi genellikle organ tutulumunun ciddiyetine ve hastanın şikâyetlerine göre planlanır.

Kortikosteroidler iltihabı azaltmada ilk tercih edilen ilaçlardır; dirençli veya ağır olgularda metotreksat veya azatiyoprin gibi bağışıklık baskılayıcı ilaçlar da kullanılabilir. Kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, özellikle erken dönemde tanı konulup uygun tedaviye başlanması durumunda hastaların büyük bir kısmı uzun süreli remisyona ulaşabilir.

Sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, bilinen çevresel tetikleyicilerden kaçınmak ve düzenli kontrolleri aksatmamak uzun dönem sonuçları belirgin şekilde iyileştirir.

1. Kendiliğinden Düzelme Olasılığı

Sarkoidozun önemli bir özelliği, bazı olgularda herhangi bir tedavi uygulanmadan kendiliğinden gerileyebilmesidir. Özellikle yalnızca lenf bezi büyümesinin görüldüğü Evre 1 olguların yaklaşık %60–80’i, Evre 2 olguların ise %50–60’ı genellikle 1–2 yıl içinde tamamen düzelebilmektedir.

2. Kronik Seyir Olasılığı

  • Bazı hastalarda hastalık yavaş ilerleyerek yıllarca devam edebilir.
  • Evre 3–4 (akciğer fibrozisi gelişmiş) olgular genellikle kalıcı değişiklik bırakır.
  • Akciğer dışında kalp veya sinir sistemi gibi hayati organ tutulumu olanlarda kronikleşme riski daha yüksektir.

3. Tam İyileşme Sonrası Tekrarlar

  • Tam düzelme sağlansa bile, hastalık %5–10 oranında tekrar edebilir.
  • Nüksler genellikle ilk 3 yıl içinde ortaya çıkar.

4. İyileşme Şansını Etkileyen Faktörler

İyi prognoz göstergeleri:

  • Erken evre (Evre 1–2)
  • Hafif semptomlar
  • Sadece lenf bezi tutulumu

Kötü prognoz göstergeleri:

  • Evre 3–4
  • Çoklu organ tutulumu
  • Kronik seyir öyküsü

Sarkoidoz Hastalığı Kanser Midir?

Sarkoidoz, vücudun bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkan, özellikle akciğerler, lenf bezleri, cilt ve gözler gibi organlarda iltihabi hücre kümelerinin (granülom) birikmesiyle karakterize, nedeni tam olarak bilinmeyen bir hastalıktır. Bu durum bazı yönleriyle kanseri andırabilir; örneğin her iki durumda da dokularda anormal hücre birikimi ve organlarda büyüme görülebilir. Ancak sarkoidoz kanser değildir.

Kanser, hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalarak çevre dokulara ve uzak organlara yayılmasıyla oluşurken, sarkoidozda hücrelerin çoğalması enfeksiyon veya bağışıklık sistemi aktivasyonuna bağlıdır ve genellikle kontrol altına alınabilir. Yine de, sarkoidozun neden olduğu lenf bezi büyümeleri veya akciğer nodülleri, görüntüleme testlerinde bazen tümörlerle karıştırılabilir. Bu nedenle kesin tanı için biyopsi ve patolojik inceleme gereklidir. Ayrıca, her ne kadar nadir olsa da, bazı araştırmalar uzun süreli iltihabi süreçlerin belirli kanser türleri için risk faktörü olabileceğini göstermektedir; bu yüzden sarkoidozlu hastaların düzenli takip edilmesi önemlidir.

Sarkoidoz hastaları nasıl beslenmeli?

Sarkoidozda özel, tek tip bir “sarkoidoz diyeti” yoktur; ancak hastalığın iltihabi yapısı, kortizon kullanımı ve organ tutulumları göz önüne alınarak bazı beslenme önerileri önemlidir.

1. İltihap Azaltıcı (Anti-inflamatuar) Beslenme

Sarkoidoz, bağışıklık sisteminin aşırı çalıştığı bir hastalıktır. İltihabı azaltmaya yardımcı gıdalar tercih edilmelidir:

  • Sebze ve meyveler: Özellikle renkli olanlar (brokoli, ıspanak, kırmızı biber, yaban mersini, nar)
  • Omega-3 kaynakları: Somon, uskumru, ceviz, keten tohumu, chia tohumu
  • Tam tahıllar: Yulaf, tam buğday, karabuğday, kinoa
  • Zeytinyağı (soğuk sıkım)
  • Baharatlar: Zerdeçal, zencefil (iltihap azaltıcı etkili)

2. Kortizon Kullanıyorsanız Dikkat

Kortikosteroid tedavisi uzun süre kullanıldığında:

  • Kalsiyum ve D vitamini ihtiyacı artar (kemik erimesini önlemek için)
  • Tuz (sodyum) kısıtlaması gerekir (ödem ve tansiyon riskini azaltmak için)
  • Kan şekeri yükselebilir (rafine şeker ve beyaz un azaltılmalı)

Öneriler:

  • Süt, yoğurt, kefir, peynir (düşük tuzlu)
  • Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı, roka)
  • Tuzsuz kuruyemişler
  • Şekerli gıdalardan kaçınma

3. Hiperkalsemi Riski

Sarkoidozda bağışıklık hücreleri aşırı D vitamini üretebilir → Kan kalsiyumu yükselebilir. Bu durumda: Kalsiyumdan zengin gıdalar aşırı tüketilmemeli, D vitamini takviyesi doktora danışmadan alınmamalı, bol sıvı tüketilmeli

4. Karaciğer ve Böbrek Tutulumu Olanlar

  • Protein miktarı doktorun önerisine göre ayarlanmalı
  • Alkol tamamen bırakılmalı
  • İşlenmiş gıdalardan (paketli atıştırmalıklar, salam, sucuk) kaçınılmalı

5. Genel Yaşam Tarzı Önerileri

  • Sigara bırakılmalı
  • Yeterli su (günde 2–2,5 litre, doktor kısıtlamadıysa)
  • Düzenli, orta tempolu fiziksel aktivite
  • Sağlıklı kilo aralığında kalma

Sarkoidoz Hastaları Neleri Yememelidir?

Sarkoidoz, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıktığı için, hastaların beslenme düzeni iltihap seviyelerini ve organ fonksiyonlarını doğrudan etkileyebilir.

Özellikle kandaki kalsiyum seviyelerinin yükselme riski bulunduğundan, sarkoidoz hastalarının yüksek kalsiyum içeren gıdaları (örneğin aşırı süt, peynir, yoğurt ve takviye kalsiyum tabletleri) dikkatli tüketmeleri gerekir.

Aşırı kalsiyum, böbrek taşı oluşumuna ve böbrek hasarına yol açabilir. Ayrıca işlenmiş ve yüksek tuz içeren gıdalar (hazır atıştırmalıklar, salam, sucuk, konserve ürünler) ödem ve tansiyon sorunlarını artırabileceğinden sınırlanmalıdır.

Aşırı şeker ve rafine karbonhidratlar (beyaz ekmek, tatlılar, şekerli içecekler) bağışıklık dengesini bozabilir ve iltihabi süreçleri tetikleyebilir. Eğer hasta kortikosteroid tedavisi alıyorsa, bu ilaçlar kan şekeri ve kolesterol seviyelerini yükseltebileceğinden, doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan (kızartmalar, fast food, margarin) kaçınmak da önemlidir. Alkol ise karaciğer yükünü artırabileceği ve ilaçların etkisini değiştirebileceği için sınırlandırılmalıdır. Beslenme planı, hastalığın evresine, tutulan organlara ve kullanılan tedavilere göre kişiselleştirilmelidir.

Sarkoidoz Bulaşıcı Mıdır?

Hayır, sarkoidoz bulaşıcı bir hastalık değildir.

Sarkoidoz Neden Bulaşıcı Değildir?

  • Sarkoidozun nedeni mikroplar, virüsler veya mantarlar değil, bağışıklık sisteminin aşırı ve anormal tepkisidir.
  • Vücutta, özellikle akciğerler ve lenf bezlerinde granülom denilen küçük iltihap odakları oluşur.
  • Bu granülomlar bir enfeksiyon değil, iltihabi (enflamatuvar) bir yanıtın sonucudur.

Mevcut bilimsel veriler, sarkoidozun bulaşıcı olmadığını açıkça göstermektedir. Yani bu hastalık, grip veya tüberküloz gibi insandan insana öksürük, temas ya da kan yoluyla geçmez. Bazı araştırmalar, çevresel faktörler, genetik yatkınlık ve bağışıklık sisteminin tepkisinin hastalığın gelişiminde rol oynayabileceğini öne sürmektedir. Bununla birlikte, sarkoidozun kesin nedeni hâlâ tam olarak aydınlatılamamıştır.

Hastalık bulaşıcı olmamasına rağmen, belirtileri tüberküloz veya lenfoma gibi bulaşıcı ya da ciddi hastalıklarla karışabileceğinden, tanı sürecinde ayrıntılı testler ve biyopsi yapılması önemlidir. Bu nedenle, sarkoidoz teşhisi alan kişilerin çevresindekiler için herhangi bir enfeksiyon riski yoktur, ancak kendilerinin düzenli takip ve tedavi altında olması gerekir.

Sarkoidoz Akciğer Hastalığında Günlük Hayatta Dikkat Edilecekler

  • Düzenli doktor kontrolü çok önemlidir.
  • Sigara içilmemelidir (akciğerleri daha da zorlar).
  • Sağlıklı beslenme ve egzersiz bağışıklık ve genel sağlık için faydalıdır.
  • Uzun süre kortizon kullanılıyorsa kemik sağlığı korunmalı (kalsiyum, D vitamini desteği).
Güncelleme Tarihi: 14.08.2025
Prof. Dr. Ayşe Elif Küpeli
Editör
Prof. Dr. Elif Küpeli
Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
İLETİŞİM FORMU
ANLAŞMALI KURUMLAR
Kliniğimizin aşağıdaki kurum veya özel sigortalarla anlaşması bulunmaktadır. Anlaşmamız olmayan özel sigorta ve kurumlara TTB fiyat tarifesinden fatura düzenlediğinden, hastalarımız ödedikleri ücreti sigortalarından ve kurumlarından tahsil edebilmektedirler.
  1. axa-sigorta
  2. anadolu sigorta
  3. iş bankası
  4. ziraat bankası
  5. garanti bankası
Prof. Dr. Ayşe Elif KüpeliProf. Dr. Elif KüpeliGöğüs Hastalıkları Uzmanı
+90 539 716 24 01